KORKU

09.11.2015 11:03

Seçimlerden bu yana, ben dahil pek çok insan seçimlerin analizini
yaptı. Bu analizler de genelde zeka, ahlak ve vatan sevgisi üzerinden
yapıldı. Dolayısıyla farklı seçim yapanlar ya gerizekalı, ya ahlaksız ve
şerefsiz ya da vatan haini yaftası yedi. Böylece cem i cümlemiz neden
AKP'nin %49 oy aldığını çözmüş oldu.

Artık huzur içerisinde hayatımıza devam edebilirdik. Hem hepimize oh olsundu, layıktık.


Cumartesi günü, henüz yeni tanıştığım ve şimdiden benim için kıymetli
insanlar arasında yer almaya namzet bir ağabeyim ile birlikte Bilgi
Üniversitesi'nde bir konferansa katıldık. Konferans'ta Bilgi
Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Emre ERDOĞAN seçimlerle ilgili
fikirlerini paylaştı. Bu fikirlerin temelini ise halkın 1.Kasım'da
yaptığı tercihte, seçimi tetikleyen olgunun "Korku" duygusu olduğu
oluşturuyordu.

Korku; "bir belirsizlik karşısında tehdit algısı ile tetiklenen, rahatsız edici ve olumsuz bir his" diye geçiyor Vikipedi'de.


Burada kalkıp korkunun derin derin analizini yapacak bilgi birikimim
yok. Bunu zamanında Freud yeterince yapmış zaten. Ancak son 5 ayda fikir
değiştiren 5 milyon seçmen için son derece aklıma yatan, mantıklı bir
açıklama bu. Elbette her şeyi sadece "korku" ya bağlamak yanlış olur.


Ama düşünün bir; tüm çocukluğumuz boyunca bize din öğretilirken bile
"Allah korkusu" ndan bahsedildi hep. Allah seni çarpar, Allah baba seni
cehennemde yakar, Allah baba kızar... Kaç kişi Allah sevgisi ile
büyütülmüştür?

"Baban eve gelince söyleyeyim de kırsın o
bacaklarını" diye anamız korkuttu, "ödevini yapmazsan müdüre yollarım"
diye öğretmenimiz korkuttu, "hele bir o kızın yanında göreyim seni" diye
abisi korkuttu, "hele bir zayıf göreyim karnede, unut tatili falan"
diye babamız, "oğlum, bu sınavda kopya verdin verdin, yoksa gider hocaya
söylerim kopyaları nereye sakladığını" diye arkadaşımız korkuttu...


Adam bu ülkenin Cumhurbaşkanı.. Öncesinde de Başbakandı. Elbet o da
çocuk oldu. O da bu kültürde yetişti. Kim bilir onu nelerle korkuttular
ki, Gezzi olaylarında yatıştırıcı, birleştirici olacağına "evindeki
yüzde 50'yi sokağa çıkarmak" ile korkuttu insanları. Bombalar patladı,
"vereydiniz 400 ü, böyle olmazdı" diyerek korkuttu. Demokrasi demokrasi
diye ortalıkta gezinen bir iktidar, "bizi seçmezseniz, istikrar bozulur"
diyerek korkuttu.

IŞİD ve PKK da istikrardan yanaydı heralde ki, çok şükür, AKP tek başına iktidar oldu, susuverdiler.


Korku, asırlardır bu coğrafyada değil sadece, tüm dünyada insanları
yönetmenin vazgeçilmez unsuru olmuş. Tanrı ile, Tanrı'nın gazabı ile,
cehennem ateşi ile, ölüm ile korkutulan insanlar, hep güçlünün yanında
olmuş. O güçlü ise kudretini çoğunlukla "korku" ya borçlu olduğu  için,
gün gelip bir başka biri daha çok korkuttuğu an, halk o "başka biri" nin
yanında olmuş...  Ne zamanki içlerinden biri ortaya çıkıp "kral çıplak"
diye bağırmış, başı en çok ezilen de o olmuş...

Düşünün bir,
Avrupa'da, Amerika'da insanların medeni medeni yaşamasının sebebi bizden
daha fazla insan olmaları mıdır yoksa hükümetlerin koydukları ve
uyguladıkları yasalarla o insanları korkutmaları mıdır?

Boşuna
yırtmayın, boşuna paralamayın kendinizi. Yapılan bu seçimin sebebi
bellidir. Son derece de doğaldır. Emre Hoca aynı konuşmasında "kendi
çıkarlarını maksimize etmek için yaşar insan" dedi. İnsanoğlunun
çıkarlarını en çok tehdit eden unsur ise "korku" dur.  Doğan
Cüceloğlu'na göre "korku kültürü"; güçlünün güçsüzü ezdiği, kullandığı
dünya anlayışıdır.

Yahu birader, bu ülkenin İstiklal (!) Marşı bile "KORKMA" diye başlıyor!

Korkmayan adama "korkma" der misin? Aklına gelir mi hiç?

Dolayısıyla "Oğlum, akıllı olun, mal olmayın, uyanık olun" falan dedik ama asıl söylememiz gerekeni unuttuk;

"Korkma"!

Çünkü Mahatma GANDHI'nin de dediği gibi;

"Korku işe yarayabilir ama korkaklık hiç bir işe yaramaz."

—————

Geri