Blog

18.09.2015 10:45

Teröre Hayır!

Canım kardeşim,

Dün "Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet" yürüyüşü yapıldı, biliyorsun. 200 den fazla sivil toplum kuruluş organize etti bu yürüyüşü. Sosyal paylaşım sitelerinde çıkan fotoğrafları gördün mü? Takım elbiseli, koca göbekli, kafalarında hayatımda gördüğüm en kalitesiz ay yıldız şapkalarıyla ellerinde mikrofon, konuşmalar yapıyorlar, yürüyüşe katılıyorlar...

Boş işlerle, dostlar alışverişte görsün organizasyonlarla uğraşıp vakit kaybediyoruz.

Şimdi siz hepiniz toplandınız, yürüdünüz, teröre tepki gösterdiniz, bayrağa sahip çıktınız değil mi? Peki, son zamanlarda bu ülkede neler oldu, bilmek ister misiniz?

* Soma'da tam 301 madencimizi kaybettik. Her zamanki gibi ihmal, insan kusuru ve sorumsuzluk yüzünden. Hani neredeydi o 200 üzerinde stk? Vatana ancak terör üzerinden mi sahip çıkılır? Orada ölen ve bundan sonra ölecek olanlar bu yürüyüşü yapmaya, ülkede yeri yerinden oynatmaya, mevcut hükümeti gerekli tedbirleri almaya, gerekli düzenlemeleri yapmaya zorlamak için kafi değil miydi?

* Sana bazı rakamlar vereceğim şimdi; (kaynak: baskahaber.org)
- Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Cinsiyet Eşitliği Raporu'nda Türkiye son 10 yılda 20 basamak geriledi. Türkiye, kadın erkek eşitliğinde 142 ülke arasında Tunus(123) ve Bahreyn'in (124) ardından 125. sırada yer alıyor. Yani dünyada tam 124 ülkede kadınlar Türkiye'den daha fazla hakka sahip. (Kaynak: BBC)
- Son 13 yılda tam 5406 kadın cinayete kurban gitmiş.
- Türkiye'de yaşayan her 2 kadından 1 i fiziksel veya cinsel saldırıya uğruyor.
- Okuma yazma bilmeyen her 5 kişiden 4 ü kadın.
- Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan rapora bakıldığı zaman Türkiye'nin cinsiyet eşitliği kırıklarla dolu. Türkiye ekonomik aktiviteye katılım ve fırsat eşitliği bakımından 142 ülke arasında 132'inci sıradayken, işgücüne katılımda 128, eğitim fırsatları bakımından 105, satın alma gücü paritesi bakımından 126'ıncı sırada. Yani Türkiye kadınlarına Nijerya'dan bile daha düşük standartlarda imkanlar sunuyor.

Daha ne rakamlar veririm de, benim merak ettiğim şu; bu ülkede kadın kesmek, kadını bitirmek son derece sıradan bir hal almışken, bu stk lar ne yapıyor? Vatana kadın üzerinden sahip çıkılmaz mı? Bayrak mıdır sadece vatanı vatan yapan?

* Bu ülkede yetkileri Anayasa'da açıkça belirtilmiş olan Cumhurbaşkanı seçim gezisine çıktı. Açık açık, herkesin gözüne baka baka AKP için oy istedi. O 200 stk ne yapıyordu o sırada? Hak, hukuk, Anayasa çiğnenirken neredeydi o kravatlı patronlar, kanaat önderleri? Hukuk değil midir vatanı vatan yapan? O hukuk lazım olmaz mı herkese? Bugün yasalar çiğnenince ortalığı yıkmazsan, hele bunu yapan bu ülkenin cumhurbaşkanı olduğunda ona "dur" demezsen, yarın terör için yürüdüğünde kim inanır samimiyetine senin?

* Hepsini geçtim... Daha 1 ay önce Cumhurbaşkanı Türkiye'de sistem değişikliği olduğunu ve buna göre yeniden bir yasal düzenleme yapılması gerektiğini söyledi! Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söylermiş. Hangi biriniz kalkıp da yumruğunuzu masaya vurdunuz?

Anayasa, Genel Esaslar, 2. Maddede Cumhuriyetin Nitelikleri başlığı altında şöyle yazar;

"Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."

Bu toplumda huzur var mı? Milli dayanışma var mı? Ya adalet? İnsan haklarına çok mu saygılıyız? Demokratik ve laik bir ülke midir Türkiye Cumhuriyeti bugün? Hepsinden önemlisi; bir hukuk devleti midir??

Bakın güzel kardeşim, bu çağda, öyle eline bayrak alıp laf ola yürümekle olmuyor artık bu işler. Bu yürüyüşte Türkiye'nin en zengin patronları, en büyük Oda ve Birlikler varken, gidip şapkanın bile en özensiz, en kalitesizini seçersen sen anca kendini, bir de dünyadan haberi olmayan garibanı kandırırsın.

Haydi bakalım, 20.Eylül'de Yenikapı'da miting düzenleniyor yine. Cumhurbaşkanı da orada olacak, Başbakan da. Teröre hayır kisvesi altında seçim propagandası yapılacak, sen de bal gibi biliyorsun! Cumhurbaşkanı çıkacak ve 400 milletvekili isteyecek yine..

Görelim bakalım ne kadar nasıl tepki koyuyorsun, nasıl birlik oluyorsun?

Bu anayasa olmazsa, hukuk olmazsa... Daha çok vatan evladı şehit olacak... Daha çok gariban ölecek. Daha çok kadın kesilecek.

Ne vatan kalacak savunmaya, ne bayrak kalacak dalgalanmaya...

Yürümeyi bırak...

Vatanına sahip çık.

—————

15.09.2015 12:27

Oku...

Bak kardeşim, anlayacağın şekilde, anlayacağın dilde yazmaya çalışacağım;

Kur'an-ı Kerim'in indirilen ilk ayeti Alak'ta ne der?

Ikra’bismi rabbikellezî halak.

...

Yani;

Yaratan Rabbinin ismi ile oku.

Bak ben bir şey demiyorum... Ayet aynen böyle söylüyor...

Bırak sen şimdi beni... Sen Müslüman değil misin? Kur'an senin rehberin değil mi? O bile sana önce "oku" demiş kardeşim...

Peki sen ne yapıyorsun? Okuyor musun hiç?

Oku kardeşim... Oku ki haberin olsun.

Oku ki öğren...

Oku ki bir fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olasın...

Neden söylüyorum bunları?

Çünkü sen okumazsan;

Hariçten gazel "oku"rlar...

Gelenler gidenlere rahmet "oku"turlar...

Bildiklerini "oku"rlar...

Masal "oku"rlar...

Canına "oku"rlar...

Oku kardeşim, Allah aşkına oku...

Bak bu ülkede cennetten arsa satıyorlar adama...

Oku...

 

—————

13.09.2015 11:40

Öylesine...

Bu sabah uyandım... Oturdum bilgisayar başına... Yine her yerde kan..

Bu sabah da 3 şehit haberi var...

Sonra biraz düşündüm, içime bir kurt düştü.. Şöyle bir arşivleri tarayayım dedim.. Niyetim kimsenin acısını deşmek değil.. Bu yüzden de özellikle şehitlerimizin sayısını gün gün vermeyeceğim. Ancak kronolojik bir liste hazırladım;

...

7.Haziran'da seçimler yapılıyor. AKP tek başına iktidarı kaybediyor.
9.Temmuz'da Cumhurbaşkanı, Davutoğlu'nu 63.hükümeti kurmak üzere görevlendiriyor.
19.Temmuz'da Davutoğlu tüm teşkilatına seçime hazır olun mesajı veriyor (henüz koalisyon kurulamayacağı belli değil)
20.Temmuz Suruç'ta bomba patlıyor. 30 dan fazla can yitip gidiyor.
22.Temmuz APOcu fedai timi, IŞİD le çalıştıklarını iddia ettikleri 2 polisimizi yataklarında şehit ediyor.
25.Temmuz IŞİD ve PKK ya karşı hava operasyonları düzenlenirken, 25-26 Temmuz da ülke çapında IŞİD, PKK ve DHKP-C ye operasyonlar düzenleniyor.
28.Temmuz Cumhurbaşkanı artık çözüm sürecinin sürdürülemeyeceğini söylüyor.
29.Temmuz Başbakan, 7.Haziran'dan bu tarihe kadar IŞİD, PKK ve DHKP-C tarafından tam 657 terör olayının gerçekleştirildiğini söylüyor.
30.Temmuz - 11.Eylül tarihleri arasında hiç kesintisiz her gün gerçekleştirilen terör saldırılarında tam 141 polis veya askerimiz şehit oluyor.

4.Eylül Cizre'de sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor.

12.Eylül Sabah 7'de Cizre'de ilan edilen sokağa çıkma yasağı kaldırılıyor. Saat 10'da AKP olağan kongresi yapılıyor. Davutoğlu geçerli 1353 oyun tamamını alarak yeniden genel başkanlığa seçiliyor. Bu arada MYKY da tam 31 yeni isim listeye girerken bunların çoğunun Erdoğan'a yakın isimler olması dikkat çekiyor.

22.Temmuz dan bu yana hiç nefessiz her gün askerimize, polisimize saldıran PKK, 12.Eylül'de tek bir saldırı bile gerçekleştirmiyor.

13. Eylül Şırnak'ta 2, Silvan'da 1 polisimiz şehit.

Yok, hiç bir şey ima etmiyorum... Öylesine yazdım işte...

İyi uykular Türkiye.

 

 

—————

11.09.2015 19:05

Uyuma!

Bak canım kardeşim, 3 gün önce oturdum, biraz uzun ama tane tane anlatmaya çalıştım sana. Lakin bazı şeyleri korkarım ya yanlış anladın, ya yanlış anlamak istedin ya da hiç bir şey anlamadın. O yüzden biraz daha rasyonel, biraz daha kafanın basacağı şekilde anlatmaya çalışayım;

* Hayır güzel kardeşim, PKK sempatizanı ya da HDP taraftarı veya Selahattin Demirtaş hayranı değilim. Bu hayatta 2 kişiye karşı hayranlık besledim. Biri Mustafa Kemal Atatürk, diğeri Nikola Tesla dır. Bu ikisi dışında ne bir partiyi, ne bir zümreyi, ne bir topluluğu destekliyorum. Benim işim her zaman insanladır. İnsan diyince de Kürt mü, Türk mü, eksik mi, tamam mı, tam mı yarım mı, erkek mi kadın mı veya beyaz, zenci ya da sarı mı diye bakmam. İnsan olsun be kardeşim, yeter bana...

* Yok kardeşim, AKP karşıtı da değilim. Dedim ya, partilerle işim olmaz. Ne CHP si, ne MHP si, ne HDP si ne de AKP si umurum olmaz. Bu vatana hizmet etsin, çalmasın, yıkmasın, yıldırmasın, vurmasın yeter. Alırım sırtıma taşırım adı ne olursa olsun.

* Ah can kardeşim, "sen milletime cahil diyemezsin" diyorsun, bir de hönkürüyorsun. Vallahi de derim, billahi de derim. Cahil çünkü benim milletim. Okumaz çünkü, sorgulamaz... Bak rasyonel olacağım dedim, örnek vereyim sana; Ankara daki Milli Kütüphane de toplasan 3 milyon materyal var kardeşim. Bunların hepsi de kitap değil. Peki ABD deki Library of Congress de kaç tane materyal var biliyor musun? 150 milyon tane! (5 sene öncesinin rakamı bu). Londra daki Britanya Kütüphanesi? Orada da 150 milyon. Peki Rusya Devlet Kütüphanesi? Orada da 45 milyon... Neden bu 3 ülkeyi örnek verdiğimi az sonra söyleyeceğim. Lakin kardeşim benim, senin milletin anca vapurda yanındakinin gazetesini okuyor yan gözle. Söylesene bu ülkenin doğusuna gittikçe kaç kişi eline kitap alıp biraz okuyor veya biraz araştırıyordur?

* Süper yorum yapmışsın bana kardeşim. Demişsin ki "taktınız siz de Erdoğan'a ve Saray'ına. Dünyada bütün gelişmiş ülkelerde saray var, mesela Amerika da, İngiltere'de, Rusya da... gurur duy sarayınla... ". Yanlış bilgi be kardeşim... Birincisi o bahsettiğin Amerika da saray yok. Sen Beyaz Saray diyorsun da, onlar oraya Beyaz Ev diyorlar. Ayrıca senin Ak-Saray ının tam 10 da biri büyüklüğünde arazisi. Ya Buckhingam diyeceksin.. Kardeşim benim, o ülke Uniter Parlementer Monarşi ile yönetiliyor. Yani orada Kraliçe var. Elbette Saray'da oturacak. Lakin o garibimin bile sarayında 600 odası var hepi topu. Kremlin diyecek olsan onun arazisi de senin sarayının 3 de biri. Gelgelelim Rusya'nın yüzölçümü senin ülkenin tam 25 katı. Hani oranlayabilesin istedim. Bu 3 ülkenin ekonomik büyüklükleri, gelişmişlik düzeyleri ile ilgili zaten bir şey söylememe gerek yok sanırım. Anlayacağın büyüklük yaptırdığın sarayla, saraya koyduğun odayla olmuyor birader.

* Kardeşim benim, sana demişim ki, akıllı ol, uyanık ol, eşek olma... Sen bana yorum yapmışsın milleti aşağılayamazsın, millete salak diyemezsin diye. Yahu Allah'ın günü sahte görüntülerle seni yönlendiriyorlar bu ülkede. 2 sene önce çekilmiş ceset görüntüsünü yapıştırıyor bir fotoğrafa koyuyor gazeteye, sen sokağa atıyorsun kendini yakıp yıkmaya... Adam oğluna parayı sıfırla diyor sen muhtemelen sıfırlanacak rakamı duyup aklını oynatıyorsun da "soyuyorsa beni soyuyor" falan geveliyorsun. Ben sana salak olma diyince "vay! bana salak dedi!" Akıllı olsana adam, sen sokağa çıkıp cam çerçeve indirince PKK yı yok etmiş olmuyorsun, vatanı kurtarmış olmuyorsun, şehitlerin kanını yerde koymamış olmuyorsun. Sadece kandırılmış oluyorsun... Bir de sokağa çıkıp o kornalara basmıyor musun, kafa şişiriyorsun, o kadar. PKK lılar da anca gülmekten ölür senin bu haline, inan.

* Benim akıllı kardeşim, doğuda terör var savaş yok diyorsun. Peki, çiş değil kaka yani. Ben diyorum ki gençler ölüyor, siviller ölüyor, askerler ölüyor, çocuklar ölüyor. Başlatma adından birader! Sen terör de, ben savaş diyeyim! Ölmesin işte insanlar diyorum! Çare bulsun bu devlet, uyutmasın bizi, öyle topla tüfekle bitmez bu PKK diyorum, sen savaş 2 devlet arasında olur Emre kardeşim diyorsun... Tamam sözümü geri aldım gül yüzlü kardeşim. Savaş falan yok doğuda. Terör var. Oldu mu? Kurtuldu mu artık Mehmedim, Ahmedim, Baranım, ha?

* Yazmışsın uzun uzun "sen de o şerefsizler gibi vatan hainisin" diye. Yani gazını aldıysam ne mutlu bana da, ben uzuun uzun anlatmışım kendimce fikrimi, terörü nasıl bitirebilir, nasıl bu ölümleri durdurabilir devlet diye. Ona bir şey demiyorsun da, yazdığımı artık nerenle okuyorsan, bana vatan haini diyorsun. Neden hainim? Risk alıp böyle bir yazı yazdığım, içimdekini dilim döndüğünce döktüğüm için mi? Hemen yapıştırıyorsun cevabı; "HDP yi şirin göstermeye çalışma! HDP=PKK dır ulan!". Haydaaaa... Yazımı yazarken HDP yi pembe renkle mi yazmışım? O yazı nasıl oluyor da şirin gösteriyor HDP yi?

* Benim cevval kardeşim, diyorum ki, adamlar aslanlar gibi yüzde 13 oy aldı. Çünkü çalıştı, didindi, Türkiye nin her yerine gitti kendisini anlattı, uyumadı, yemedi, içmedi.. Sen rahat koltuğunda televizyon seyredip aslanlar gibi ona buna sallarken, o adamlar mahalle mahalle , ev ev gezdi. Yani diyorum ki, en az onlar kadar çalışmazsan, yarın 13 değil 33 de alır bu adamlar! Ve senin ülkende demokrasi olduğu için bal gibi de girer meclise, bir de iktidar olur! Sen de anca bana küfür mesajı atarsın. At canım kardeşim, senin canın sağolsun. Lakin vatan sağolmasın artık! Vatan sağolsun diye diye uyuttular bizi, farkında değil misin??

* Zeki kardeşim benim, ben topla tüfekle çözülmez bu dava diyorum, sen "kesin bedelli yapmıştır bu herif askerliğini, hatta hiç yapmamıştır, o yüzden sallıyor böyle" diyorsun. Allah zihin açıklığı versin cin kardeşim benim...

* Böldüler bizi kardeşim. Artık yan komşuya başka gözle bakıyor herkes. Kürtçe mi konuşuyor Türkçe mi, başı açık mı kapalı mı, Alevi mi Sünni mi, Türk mü gavur mu, Müslüman mı kafir mi, siyah mı beyaz mı, Fenerli mi Cimbomlu mu, bizden mi onlardan mı? Bu muydu senin komşuluğun eskiden ha kardeşim benim? Umurunda mıydı suyunu, aşını, derdini paylaştığın komşunun kimlerden olduğu? Böldüler bizi biraderim. Paralel dediler, eşkenar dediler böldüler bizi. Hoca sadece camide, paralel sadece geometrideydi eskiden. Şimdi paralel ile yamuk ülkeyi yönetir oldu kardeşim.

* Ben Atatürk dedim, Nutuk dedim, oku dedim, sen zart diye cevap verdin, Atamız ile bu şerefsizleri aynı cümlede kullanma diye. Ben pusunun haini, nizamisi olmaz dedim, sen pusuyu sadece namertler atar, savaşta pusu olmaz dedin. PKK yı mağaraya füze atarak bitiremezsin dedim, sen istesek sallarız gaz bombasını bitiririz o mağarayı dedin. Ben ak dedim, sen kara dedin... Velhasıl asıl derdin nedir bir türlü söylemedin.

* Söyle o zaman kardeşim, nedir istediğin? PKK beni öldürüyor, ben PKK yı öldürüyorum. PKK sivil öldürüyor, ben de sivil öldürüyorum. PKK kendinden olanı da öldürüyor, kendinden olmayanı da. E ben de öyle... HDP zaten eşittir PKK. Ben saraya hayır, israf etme, çalma çırpma diyorum o zaman ben de eşittir PKK. O da eşittir PKK, bu da eşittir PKK. Ne meraklısın bölüp çarpmaya...

* Uzun uzun anlattım derdimi kardeşim. Sense bana "üslubun son derece yanlış, sen kimseyi aşağılayamazsın" dedin. Haklısın güzel kardeşim.. O yüzden özür dilerim. Elimden geldiğince kibar bir dil ile anlatmaya çalışacağım;

Bölüyorlar bizi muhterem kardeşim. Öldürüyorlar her Allahın günü... İstirham ediyorum salaklık etme, eşeklik etme, akıllı ol...

Ve uyuma saygıdeğer kardeşim...

Çünkü uyursan, ölürsün!

—————

08.09.2015 23:02

Akıllı ol be kardeşim...

Bak güzel kardeşim, biraz uzun olacak ama tane tane anlatmaya çalışacağım;

* Önce bazı klişe lafları sil dünyandan. Mesela şehitler ölmez deme, ölür. Ölüyor da. Sonra mesela "hain pusu" da deme. Adı üzerinde, pusu bu. Ne yapacaktı? Mektup mu yazacaktı pusu atacağım diye? Savaş var şu anda o bölgede. Adamlar da gerilla çarpışması yapıyor. Bunu aklına sok.
* Bu savaş öyle "dağlar te-miz-le-ne-cek!" ile bitmez kardeşim. Çünkü senin füze falan fırlattığın o dağlarda adamlar mağaralarda, inlerde yaşıyorlar. Füze atarak, operasyon yaparak bitiremezsin terörü. Hele PKK yı hiç bitiremezsin. Bu şekilde bitirmeye kalkarsan her gün onlardan 70 bizden 16 can gider durur. Ama ölen her canın yerine yenileri gelir. Bitiremezsin.
* Biraz akıllı ol kardeşim. Düşün Allah aşkına, sen şimdi HDP ye saydırıyorsun ya, HDP tam da mecliste 3.parti olmuşken, 80 milletvekili ile sesini duyurma şansı yakalamışken neden savaş istesin? Neden? HDP nin piçleri diyip duracağına, oku biraz, ne bileyim proteinli yiyecekleri içecekleri tüket biraz, kan gitsin beynine ki düşünebilesin. Salak olma canım kardeşim. Bu ölümler, bu saldırılar, neden tam da seçimlerin hemen ardından başlasın? HDP meclise girince hükümet neden "çözüm süreci rafa kalkmıştır artık" desin? Bu kaos ortamı en çok kimin ekmeğine yağ sürüyor düşün.
* Bazı gerçekleri görmek için sosyal psikoloji ya da siyaset bilimi okumak şart değil biraderim. Bu millet delikanlı geçinip, adamın tekine anca 15 kişi sopalarla saldıran, onda bile dayak yiyip oturacak kadar delikanlı olabilen bir millettir. Asar keser ama iş icraate girince çıktığı yere nasıl gireceğini şaşırır. O yüzden şimdi en kolayı nedir? Toplar mahalleden arkadaşlarını, gider HDP binasını taşlar, mevsimlik işçi olarak çalışan garibanlara saldırır. Ulan teröristin tillahı her gün güneydoğuda yüzünde poşularla, maskelerle askere saldırıyor, atlayın otobüse bakayım, hele bi gidin oralara da onları taşlayın, göreyim delikanlılığınızı diye düşün kardeşim. Yapmaz ama. Hamurunda yok çünkü. Kuytuda kıstırınca coşan, ışığı görünce yusuf yusuf uzayan insanlar topluluğudur karşındaki.
* Bak benim melek kalpli kardeşim, teröre lanet edip sokaklarda terör estirerek hiç bir şeyi çözemezsin. Sen CHP ye, sen MHP oy verince sana laf edenlere isyan edip, başkası HDP ye oy verdi diye ona şerefsiz dersen zamanında yediğin hurmalar gün gelir bir yerlerini tırmalar, net. Sen demokrasi istiyor musun önce ona karar ver. Eğer cevabın evet ise, HDP aslanlar gibi %13 oy aldı, 80 milletvekili çıkardı benim saf kardeşim. Bırak adam konuşsun, bırak adam anlatsın... Ağzından köpük saçarak bir yere varamazsın, akıllı ol. Uyanık ol... Haa, demokrasi istiyorum ama bu HDP şerefsizlerini mecliste istemiyorum diyorsan onun adı demokrasi olmuyor benim nur yüzlü kardeşim. O dediğin sistemde güçlü güçsüzü eziyor ve sen tam da şu anda o sistemle eziliyorsun, salaklık etme.
* Benim kalbi güzel, kendi saf kardeşim, hani sen Facebook ta Allahın günü askerlerimizin nasıl havaya uçurulduğunu, yaralı halde nasıl yerlerde süründüğünü yayınlıyorsun ya, hah, yapma onu işte. Gerizekalı olma. Terörizmin birinci yöntemi korku salmaktır. Bunu da kendi reklamını bol bol yapmakla sağlar. IŞİD neden Hollywood çakması kelle kesme videoları çekip yayınlıyor sanıyorsun? Yayınladığın her video teröriste, terörizme hizmet etmeye yarıyor sadece. Hayatına aynen devam et güzel biraderim. Korkma, sinme, sinemaya git, konsere git, AVM ye git. Kaçımızı öldürürse öldürsün, korkmadığımızı, geri adım atmayacağımızı gördüğü an yenilmiş demektir terörist, inan bana.
* Terörizm ve PKK topla tüfekle, bomba yağdırılarak bitirilemez. Mecliste temsil gücü olan tüm partiler bir araya gelecek, bir komisyon kuracak, o komisyon güneydoğuyu kalkındırma programı için çalışıp, atılacak tüm adımları kamuoyu ile paylaşıp, bu milletten beklentilerini açıklayacak. Sonra askerini, güvenlik güçlerini o bölgelerde kuş uçurtmayacak şekilde konuşlandıracak ve uyanık olacak. En az 10 senelik bir programdan bahsediyorum. Sen meclise gönderdiklerinden işte bunu bekleyeceksin benim canım kardeşim. Bunun için baskı yapacak, bunun için gösteri yapacak, bunun için haykıracak, hakkını arayacaksın. Devlet de neden ille savaşarak bu mücadeleyi verdiğini halkına açıklamak zorunda kalacak. Zaten açıklayamayacak da... Çünkü mesele terörü bitirmek değil benim ceylan gözlü kardeşim. Öyle olsa bugün bu saatte o meclis hala kapalı olur muydu?
* Kardeşim benim, bak adam 400 milletvekili verilseydi böyle olmazdı diyor. Ama ondan önce ne diyor? Bunlar bizi kandırmış, biz anlamamışız diyor. Meğer bizimle çözüm konuşurken silah depolamışlar, patlayıcı stoklamışlar diyor. Zaten Fettullah da kandırmıştı bunu. Eh be birtanem, hele şu poşetleri bir tutuver de kapıyı açam bile diyemeyeceğin adama ülke yönettiriyorsun ama sen de. Gelen kandırıyor giden kandırıyor adamı. Sen hala alık alık izliyorsun.
* Benim yürekli kardeşim, her kürt PKK lı değil, her Türk dostun değil, anla artık. Allahını seversen dingillik etme. Bu ülkeyi yönetenler tam da böyle düşünmeni istiyor. İstiyor ki sen telefonda kürtçe konuşanı 6 yerinden kesesin, gidip HDP binası falan basasın.. Böylece hiç huzur kalmasın ki millet AKP nin kıymetini anlasın. Böylece 400 milletvekilini de versin. Yapma, etme, bi akıllı ol be...
* Canım benim, kardeşim benim... Artık bi silkelen kendine gel. 10 ar 10 ar ölüyoruz artık, kanla, kavga ile olmayacağını, olamayacağını defalarca gördü bu ülke. Git sor babana, dedene, büyüklerine, anlatsın sana biraz... Bu gidiş iyi değil, uyan artık.
* En güzeli kardeşim, sen git bir yerlerden Mustafa Kemal Atatürük'ün Nutuk kitabını al. Aç onun 429. sayfasını, Oku bak ne demiş ulu önder;

"Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!"

Anladın değil mi?

Salak olma diyor... Hıyarlık etme diyor... Sen eşek olursan sana semer vuran çok olur, eşeklik etme diyor....

E mi kardeşim?...

—————

07.09.2015 18:06

Şehitler ölür mü hiç?

Bugünlerde en çok midemi bulandıran ve aklımın bir türlü almadığı cümle şu; "PKK nın hain saldırısının ardından bölgede operasyonlar başladı...".

Amerikan filmlerinde de en gıcık olduğum şeydi; tüm olay biter, taa arkalardan polis sirenleri duyulmaya başlanır. Birader adamlar 45 dakikadır birbirini öldürüyor, polis yeni mi geliyor derdim çocuk aklımla...

Usta, sen niye bunların bizi öldürmesini bekliyorsun? Sen niye gidip gerekeni yapmıyorsun? Sen Devlet değil misin? Senin ordun yok mu? Benim askerim koyun sürüsü mü? PKK akıllı da biz niye salağız?

Abiler asfaltı kaldırmış, 400 kg patlayıcıyı güzelce yerleştirmiş, o asfaltı tekrar kapatmış, aynı işlemi güneydoğunun her karışına yapmış, bizim askerler hala o yollardan geçip patır patır havaya uçuyor. Aklımı oynatacağım.

Senin istihbaratın anca vatandaşın telefonunu dinleyecek kadar olursa, sen işi gücü bırakıp masum insanları içeri attıracak delil üretmekle uğraşırsan, sen pkk nın militanlarınının ayağına mahkeme götürüp davul zurna ile karşılanmalarına ses çıkarmazsan, sen şehit ailelerini tebrik edip artık iyice işin bokunu çıkartırsan, vallahi biz bugünlerimize dua edelim, söyleyeyim. Tesadüfen yaşıyoruz içine ettiğimin memleketinde.

Bir diğer midemi bulandıran klişe de şehitler ölmez vatan bölünmez klişesi. Bayılıyorum öyle maçlarda falan millet bunu bağırınca...

Şehitler ölmezmiş...

Bak kardeşim, git şimdi, dün boşbakanın maça götürdüğü o kuzucuğu karşına al, yere çömel bir zahmet ki göz teması kurabilesin.. Hah, şimdi bak o gözlere ve de ki "şehitler ölmez, vatan bölünmez evladım". Sonra o kuzucuk bir sorsun bakayım sana "peki o zaman babam ne zaman eve gelecek?" diye...

Ver cevabını, sonra yine bağırırsın şehitler ölmez diye...

Şehitler ölüyor, bi bu gerizekalılığın ve bu gerizekalıların sonu gelmiyor memlekette bir türlü...

—————

07.09.2015 13:19

Sayı...

2 sayı arasındaki en uzak mesafe 0 ile 1 arasındadır. Bu ülkenin insanı, yani sen, ben, biz... Sadece tek 1 şehit için dünyayı ateşe vermedikçe, sayı 16 olunca yazılanların veya yapılanların hiç bir anlamı kalmıyor...

Dağlıca da sayı belli değilmiş...

"Sayı"...

Bu kadar basit işte...

Senin için "sayı" dan ibaret olanlar, birilerinin tüm dünyası.

1 olduktan sonra gerisi boş... 5 olmuş, 15 olmuş...

Haşlanan kurbağa gibiyiz artık hepimiz... Ateş kısıktı... Anlamadık bir şey... Şimdi su çoktan kaynadı, biz çoktan haşlandık...

Dağlıca da sayı belli değilmiş...

Sıfır olmadıktan sonra her "sayı" birbirine eşittir...

Yerin dibine batsın 'sayı' nız...

—————

27.08.2015 11:41

Habeşistan mı yoksa Hindi mi?

Habeşistan'ı duydunuz mu hiç? Yaşı 30 ve üzerindekiler biliyordur. Yeni ismi Etiyopya. Yıllar önce isimlerini değiştirmek üzere tüm dünya ülkelerine karşı net bir duruş sergileyip bunu başardılar. Habeşistan ismi ile gönderilen tüm yazışmaları (resmi olanlar dahil) geri gönderdiler. Bu isimle davet edildikleri hiç bir görüşmeye katılmadılar. Etiyopya'da petrol yok. Değerli maden de yok. Zengin bir ülke de değil. Jeopolitik bir önemi hiç yok. Sadece artık Habeşistan ismini kullanmayacağız, biz Etiyopyayız dediler ve dediklerini kabul ettirdiler.

Gelelim bize;

Turkey'in İngilizce'de ne anlama geldiğini bilmeyeniniz yoktur. Kendimi bildim bileli bu isimle dalga geçilir dünyanın her yerinde. Lakin asrın lideri de dahil, bir Allahın kulu ismimizi Turkiye olarak değiştiremedi. Ülke olarak da çok umurumuzda değil.

Bu konuya nereden geldiğimi soracak olursanız;

Biz umarsız bir milletiz birader. Tepkilerimiz bile laf ola beri gele. Yılmaz Özdil yazmıştı bir keresinde; adamın biri Coca Cola'yı protesto etmek için artık Fanta içeceğini söylemişti, Fanta'nın bir Coca Cola markası olduğunu bilmeyerek. Böyle bir milletiz biz işte. Bana dokunmayan yılan bin yaşasındır karakterimiz.

işte cumhurun başı da bunu gayet iyi biliyor. Bak, yapılan seçimleri beğenmedi bir daha yapıyor. Onda da istediği sonuç alınmasın, bir daha yapar. Yönetim sistemini kafasına göre değiştiriyor. Çözüm süreci gırla gidiyordu seçimden önce. Seçim yapıldı, tak! HDP 80 milletvekili çıkardı. Ne oldu çözüm süreci? PKK hazır istediğini almaya başlamışken, TBMM de temsil gibi bir hayali gerçekleştirmişken neden saldırıya geçsin ki?? Şimdi her gün istatistiğini tutar olduk şehitlerin. İktidar partisindeki herkes kafasına göre konuşuyor Allah'ın günü. Sallıyor da sallıyor.

Lafa gelince delikanlılıkta üzerimize yok da, elin turistine anca 15 kişi sopa sandalye ile saldıracak kadar delikanlı bir toplumda, millet anasına sövülünce "iyi de benim anama söylemedi ki o lafı, kesin seninkine söylemiştir" diyerek sıyrılıyor işin içinden...

Erdoğan çok iyi tanıyor milletini... Onların içinden yetişti çünkü... Zayıflıklarını, zaaflarını, bam telini iyi biliyor. Fırça kayıyor, delikanlı geçiniyor (bu ülkede delikanlı olmak değil, delikanlı gibi görünmek mübah çünkü), asıyor kesiyor... tık yok. Neden? Çünkü o halk Erdoğan'ın yerinde olsa aynısını yapar. Çünkü aç, çünkü ezilmiş, çünkü her akşam tv karşısına oturup Ferrariler ile Lucca ya giden tipleri izleyip illet oluyor.

Derin sosyal psikoloji analizi yapmayacağım.

Erdoğan'a kızıyoruz ama zamanında Musta Kemal de "yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz. Red oyu verenin kellesini alırım" demedi mi? Bu halk bu dilden anlıyor çünkü. Hoşumuza gitse de gitmese de gerçek bu.

O yüzden Kılıçdaroğlu CHP tarihindeki en doğru adımları atacak da olsa, Bahçeli çok daha mübah olacak bu millet için. Ancak onun da karizması iktidarı devirebilecek nitelikte değil.

Bekliyoruz bakalım... Bir gün biri çıkacak ve yumruğunu masaya vuracak elbet.

Tarih bunun örnekleri ile dolu.

Ve tarih asla yanılmaz.

Hindi'yi Türkiye yapabildiğimiz gün, kurtuluş ateşini yeniden yaktığımız gün olacaktır.

—————

16.08.2015 08:18

Bir başka programda görüşelim lütfen...

Dün 41. şehit haberinin geldiği sırada, bu keklik uçurup eğleniyordu... sonra hızını alamadı, Türkiye'de yönetim sisteminin değiştiğini söyledi...

3 gün önce de şehitliğin kaçınılmaz olduğunu, bunun devam edeceģini falan söylüyordu...

Şimdi ben ve benim gibiler, yani az çok okumuş, cehaletle arasına bir nebze mesafe koymuş, sosyalleşebilmiş ve farkındalığını arttırabilmek için çabalayanlar, bu sözleri okuyor, ya sabır çekiyor ve bir insanın daha ne kadar "kötü" olabileceğini düşünüyorken... bu ülkede bu herife kurban olacak, mitinglere kefenle falan katılan, yalaka, cahil, karaktersiz ve farkındalığı yerlerde sürünen milyonlar var..

işin kötüsü, biz çocuk yapsak nasıl olur acaba, yavrumuzun geleceğini nasıl garanti altına alırız falan derken, yukarıda bahsettiğim bu kesim üçer beşer ürüyor... hızla...

Adam ülkesinde onlarca insan ölürken kekliklerle oynuyor, zenginlikten çatlıyorken, evlatlarını üçer beşer şehit veren köyler silme oyunu bunlara veriyorsa hala... benim farkındalığım, sosyalleşmem , genel kültürüm ve aklım burada sona eriyor.

Bir başka programda görüşmek dileğiyle...

Esen kalın.

—————

10.08.2015 21:05

Çocuklar uyurken susulur, ölürken değil...

"Affet oğlum, 18 bin liram yoktu...". Şehit olmuş kuzusunun ardından böyle ağlıyordu anacığı... Bir anaya bunu söylettiniz, onu böyle ağlattınız ya... Yazıklar olsun hepinize...

Seçimden önce her Allah'ın günü bık bık konuşuyordun, o meydandan bu meydana koşup anlatıyordun da anlatıyordun...

7. Haziran'dan beri sustun...

Ülke yangın yeri, her gün yürekler dağlanıyor, sen yoksun... Şimdi çıkıp bir televizyona yıkacak ortalığı diyorum. Herkes huzurlu olsun, Türkiye Cumhuriyeti gerekeni yapacak güçtedir diyecek.. Yumruğunu masaya vuracak...

Yok..

Sustu... En konuşması gereken zamanda sustu....

Benim Bakanım, benim valimi dilinden düşürmezdi, bir "benim evladım", "benim halkım" demedi...

Bugün bir ana böyle uğurladı kuzusunu... Anacığım orada ağladı, yüreciğim burada dağlandı...

Ve zaman durdu...

Çocuklar uyurken susulur, ölürken değil diye haykırışı geldi aklıma Çarşı'nın...

Çocuklar uyurken susulur, ölürken değil.............

—————